Sinema Dizi

Ben Sensiz Yaşayamam – Gelsin Hayat Bildiği Gibi (21.Bölüm)



392083 Kişi Okudu    –    3061 Kişi Beğendi Sende Beğen Yorum Yap

Full bölümü izlemek için ➞

‘Gelsin Hayat Bildiği Gibi’, hayata bir sıfır geride başlamış bir grup gencin hayatlarını değiştirecek. Sadi Payaslı ile tanıştıktan sonra yaşadıklarını konu alacak ve “Herkes ikinci bir şansı hak eder” diyecek.

⦿ Gelsin Hayat Bildiği Gibi Kanalına Abone Ol:

Gelsin Hayat Bildiği Gibi Resmi Hesapları:

► BKM Kanalına Abone Ol:
► Çok Güzel Hareketler Kanalına Abone Ol:
► Güldür Güldür Show Kanalına Abone Ol:

#bkm #gelsinhayatbildiğigibi #yenidizi #beşiktaşkültürmerkezi

#Ben #Sensiz #Yasayamam #Gelsin #Hayat #Bildiği #Gibi #21.Bölüm

*

İlgili Makaleler

30 Yorum

  1. Sadi Payaslı karakteri, uzaktan bakıldığında insanları gözünü kırpmadan öldüren, azılı bir mafya babası gibi görünse de öyle değil tabii ki. Aslında tam tersi;Yedi Emin, eskilerden kalan klasik mahalle kabadayılarından. Kendisi de Yedi Emin zamanlarında ara buluculuk yaptığından üstünkörü bahsetmişti zaten. Eski zamanlardan kalan bir dostu görmek gibi onu izlemek. Hani şu "Ağır Roman" filmindeki gibi; mahallenin dertleri ile dertlenen, borçluların borcunu kapatan, açları doyuran, garibanların koruyan, çocuklara kadınlara kol kanat geren ki "Bu güne kadar kimsenin mahremine ne el uzattık ne dil uzattık çok şükür." Sözünden de anlaşılacağı üzere bir nevi modern Robin Hood'umuz kendisi. Küçük bir kız çocuğunun kendisi yüzünden ölümü ile yaşadığı kırılma noktası, onu tanık koruma adı altında ikinci ve temiz bir yaşam sürme isteğine sürüklüyor. O bebeğin ölüsünün başında döktüğü gözyaşları ve mezarı başında çektiği vicdan azabı da ne kadar merhametli bir adam olduğunun çok net bir kanıtı. Günümüzdeki insanların aksine bir kalbi var Sadi'nin. Hayatı boyunca iki kadın sevmiş ama sadece birine aşık olmuş. İçindeki her kıpırtının aşk zannedildiği gençlik zamanları onu da yanıltmış. Bu kadar bocalaması da bu yüzden aslında. Gerçekten aşık olana kadar duyguların arasında karşılaştırma yapamazsın. O kız çocuğu için nasıl kendini suçluyorsa Derya için de aynı şekilde suçluyor. İkisi için de vicdan azabı çekiyor. Derya'ya aşık değil, hiç aşık olmamış. Onu gördüğü an gözlerinin dolmasının sebebi de bu zaten: Affedilmek istiyor sadece. Kendince günah çıkarıyor. Sevdiği, değer verdiği insanları korumak istiyor. Sadi'nin vicdan azabı çektiği her an kendini cezalandırdığını görüyoruz burada. Çocuğun ölümü ile tüm hayatını değiştirdi. Derya'yı terk ettikten sonra onu hiç arayıp sormamış. Songül'ü üzdüğü her anda kendini ölüme atmaktan çekinmiyor. Tabii bu arada da cömert bağışlarla ihtiyacı olan insanlara yardımlar yapmayı da ihmal etmiyor. Songül ile tam olarak bu noktada buluşuyorlar çünkü Songül de onunla aynı güzel kalbe sahip. Biri legal diğeri illegal olsa da ikisinin yaptığı işlerin teması ortak. Yardım etmeyi, kalplere dokunmayı seviyorlar. Sadi, insanların beklentileri dahilinde bir adam olamamanın yükünü sırtlanıyor. Sarhoş olup geldiği gece Songül'e "Sence ben bir kadını mutlu edebilir miyim?" Diye sormuştu. Derya'nın sevgisine karşılık verememesi onu üzmüş. Aşık olmadığı için kimse onu suçlamazken o sürekli kendini suçladı. Şimdi ilk kez Songül ile aşkı tattığı için kafasında muhasebe yapıp net bir sonuca varabildi. Songül'ün peşinden gidip o treni durdurduğu anda seçimini çoktan yapmıştı zaten. Kapısının önünde söylediği "45 yıl seni beklemişim sanki…" Sözü onun ne kadar güzel seven bir adam olduğunu çok net anlatıyor. Yemekte ki yüzleşme sahnesinde tamamen Songül'e odaklı ona dönük bir şekilde dinledi onu. Özel alana saygı duyması onu eşsiz kılan ayrıntılardan biri. Songül ile kavgalarından sonra kapı yüzüne kapandı ve o kapıyı açmaya yeltenmedi bile. Onun belirlediği sınırlara saygı duyuyor. Ona zaman tanıyor, koyduğu kuralları kabul ediyor, anlattıklarını sonuna kadar dinliyor, lafını kestiğini hiç görmedim. Yaklaşırken dokunurken bile temkinli. Songül'e saygı duyması çok güzel bir ayrıntı bence. Klişe bir "Seni çok seviyorum."Cümlesi bile ayrı bir naiflikte dökülüyor ağzından. Sadi Payaslı, en basit cümleleri ve hareketleri şiirsel bir melodiyle dönüştürebilme yeteneğine sahip bir adam. Samimiyetine inandırıyor, gülümsetiyor insanı.

  2. Ya Allahaşkına..Nicolai Hell gibi bir Sadi karakteri mahalledeki komşu kızına benzemiş Songül bu nasıl senaryo..izleyemedim.. bütün kalite bozuldu..bir şeyi de düzgün yapın ya..nasıl toparlayacaksiniz bu işi artık bilmiyorum..tadı kaçtı resmen..

  3. şu sahnede sadgüle üzülüp songülünde 2dk dinlememesi çok sinir etmişti dinlemeden trip atması fln ve ardından sadinin sonra herşeyi o kadar anlatıp dil dökip songülün mzik dinliyorum demesi beni iyice delirtmişti tvyi kapattıydım ama 22.bölüm fragmanı içimi rahatlattı ve inşallah eskisi gibi izlemeye devam lkqwfhfwfwq

  4. Gerçekte böyle bir olay yaşansa kadın ya da erkek fark etmeksizin kimse oturup Sadi gibi açıklamaya yapmaya gönül almaya çalışmaz tersine güvenmiyor musun bana diyerek suçlu karşı tarafmış gibi davranır. Böyle güzel sahneler gördükçe anlıyorum ki sabredemeyen, tahammül edemeyen, kendinden taviz vermemek uğruna çaba dahi gösteremeyen içi boş sevgiler sarmış dört bir yanı. Sevgi böylesine basit bir hale gelmemeliydi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu